Nobel Barış Ödülü dün sahibini buldu. Venezuelalı muhalif lider Maria Corina Machado ödülün sahibi oldu. “Nobel Barış Ödülü’ne ben layıkım” diyerek propaganda yapan ABD Başkanı Donald Trump ise hayal kırıklığına uğradı. Komiteye tepki gösteren Trump, kendisine yöneltilen övgülerle teselli buluyor.
Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kendisini Nobel Barış Ödülü’ne layık gördüğüne dair sözlerini içeren bir videoyu Truth Social hesabından paylaşarak Putin’e teşekkür etti. Paylaşımda, Putin’in Duşanbe’deki Bağımsız Devletler Topluluğu zirvesinde yaptığı konuşmadan bir alıntıya yer verildi. Putin, Trump’ın uzun süredir devam eden krizleri çözmek için samimi çaba gösterdiğini belirterek, “Barış için hiçbir şey yapmayan insanlara ödül veriliyor” ifadesini kullanmıştı. Rusya lideri ayrıca Ukrayna’daki çatışmanın sona erdirilmesi yönündeki girişimleri ve İsrail-Filistin anlaşmalarını “tarihi” olarak nitelendirip, Nobel Komitesi’nin kararlarının ödülün itibarını zedelediğini söyledi.
Gazze için de teşekkür
Trump, Gazze’deki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik planına Rusya’nın verdiği desteği memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Beyaz Saray’da gazetecilere konuşan Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in planı tamamen desteklediğini belirterek, Moskova’nın sürece katılımını “önemli bir gelişme” olarak değerlendirdi. ABD Başkanı, ayrıca Gazze’deki sürece doğrudan dâhil olmayan ülkelerin de önerisini olumlu karşıladığını, bunlar arasında İran’ın da bulunduğunu söyledi.
Trump’ın Gazze planı
Trump’ın 29 Eylül’de açıkladığı 20 maddelik Gazze planı, İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkesin temelini oluşturdu. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ertesi gün yaptığı açıklamada Rusya’nın ABD Başkanı’nın Orta Doğu’daki barış çabalarını desteklediğini ve Moskova’nın planın uygulanmasını görmek istediğini belirtti. 9 Ekim’de Şarm eş-Şeyh’te imzalanan anlaşma 10 Ekim gecesi yürürlüğe girdi. Anlaşmaya göre İsrail ordusu birliklerini Gazze içinde belirlenen “sarı hat” bölgesine çekerken, Hamas’ın 72 saat içinde elindeki rehineleri ve ölülerin cesetlerini İsrail tarafına teslim etmesi öngörülüyor.