Türkiye’de psikoloji dendiğinde bilhassa toplumsal medya baz alındığında Beyhan Budak tam manasıyla bir marka. Ankara’da doğup büyüyen, İstanbul Üniversitesinde psikoloji okuyan Beyhan Budak, bugün toplumsal medyada paylaşımları milyonlarca kere izlenen bir isim. Ekranlardan ‘’Kendine güzel davran hoş insan’’ diye seslenen Beyhan Budak, 13. Kocaeli Kitap Fuarında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne verdiği röportajda beşerler kadar kentlerin de psikolojisi olduğuna değindi. ‘’Şehir idareleri insanların anılarının olacağı ne kadar ortamlar oluşturursa beşerler o kadar memnun olacaktır’’ kelamlarıyla Kitap Fuarının insanların bir ortaya geldiği ve anılar biriktirdiği bir yer olduğuna değindi.
İNSANI İNSAN YAPAN BİR ORTADA OLMASIDIR
‘’Her geldiğimde Kocaeli Kitap Fuarı katlanarak büyüyor, katlanarak ilgi de artıyor’’ diyen psikolog Beyhan Budak, ‘’İnsanların bu türlü ortamlarda bir ortaya gelmesi onların ruh sıhhati için de çok kıymetli. İnsanı insanı yapan en kıymetli şey bir ortada olmasıdır. Beslendiğiniz kaynaklar olmalı. Oburuyla konuşuyorum o halde varım anlayışıyla diğerleriyle kurduğumuz irtibat kendimizi tamamlamamızı ve kendi kör noktalarımızı bulmamızı sağlıyor’’ açıklamasını yaptı.
ŞEHİRLERİN DE PSİKOLOJİSİ BOZULUR MU?
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne özel röportaj veren Budak, ‘’Siz toplumsal medyada paylaşımları milyonlarca defa izlenen çok sayıda söyleşiye katılan ve yakından takip edilen bir psikologsunuz. Bugünkü söyleşinizin başlığı ‘’Mutlu Kent Keyifli İnsan’’ oldu. Sizce içinde yaşayan beşerler üzere kentlerin de psikolojisi vakit zaman bozulur mu?’’ sorusuna karşılık verdi. ‘’Buna bir döngü diyebilirsiniz’’ diyen Budak, ‘’Şehirler ne kadar karmaşıksa, beşere kendini ne kadar yalnız hissettiriyorsa, insan kentte ne kadar kaybolmuş hissediyorsa, psikolojisi de o kadar da bozulmuş diyebilirim. Ne kadar kocaman binalardaki kutu üzere meskenlerde beşerler yaşıyorsa o kentin yapısı da, psikolojisi de olumsuz etkileniyor. İnsan kentin içinde yolları daha kolay buluyorsa; bir yol yeşile, açık bir alana çıkıyorsa, beşerler kendilerini çok daha uygun hissediyor. Yolun sonu denizse, yeşillikse, dağ görüntüsüyle beşere kendini uygun hissettiriyor’’ yorumunu yaptı.
MUTLU KENT İÇİN KEYİFLİ ANILAR
Fuarda ‘’Mutlu Kent Keyifli İnsan’’ bahisli söyleşi yapan Budak, ‘’Kocaeli Büyükşehir olarak bizim de ‘’Mutlu Kent Kocaeli’’ maksadımız var. Bunu uzun soluklu bir seyahat olarak görüyoruz. Bu seyahatte bize tavsiyeleriniz nelerdir?’’ sorusuna şu halde yayın verdi; ‘’Yıllar evvel trenle üniversiteye İstanbul’a giderken yemek vagonunda bir aileyle tanıştım. Ben Ankara’yı çok severim. Ankara nasıl bir kenttir diye sordum, bir kenti hoş yapan aşktır, yaşanmışlıklardır dedi. Kent idaresi beşerler için ne kadar çok anı yaratabiliyorsa ne kadar çok anı oluşturabilecek bir sistem sunuyorsa beşerler o kadar rahat ve keyifli hissediyor. Kocaeli’den bir insan, ‘Ben birinci kitabımı bu fuardan aldım, birinci kere bir söyleşiye katıldım, o kalabalıklar içinde sinerjiyi hissetim, bir arada Sekapark’ta arkadaşlarımla buluştum, kıyıda çay içtik diyorsa keyifli olur. Anılar zihnimizdeki kent algısını oluşturuyor. Kent idareleri insanların anılarının olacağı ne kadar ortamlar oluşturursa beşerler o kadar rahat olacaktır. Bir de kutucuk üzere meskenler yerine yatay mimariye geçilmesi, çocukların bahçede oynayabildiği ortamlar oluşturulması, gelecekte ruh sıhhati güzel beşerler olmasını sağlayacaktır.’’
HER AKTİFLİK GENÇLERİN YALNIZLIĞINA BİR REÇETE
İnsanın daha az kişinin yaşadığı yerlerde kendisini daha yalnız hissedeceği istikametinde bir algı olduğunu, halbuki kentlerin kalabalığının aslında insanları daha yalnız hissettirebildiğini söyleyen psikolog Beyhan Budak’a son olarak, ‘’Kocaeli’de katıldığınız son programda ‘’Yalnız olmadığını bilmek insanı âlâ hissettirir’’ demiştiniz. Kentin kalabalığında kendini yalnız hisseden bir beşere o kent nasıl yardım edebilir?’’ sorusunu yönelttiğimiz de ‘’Seçeneklerin artması insanın istediği şeye ulaşmasını engelleyebiliyor. Bunlar hayatın paradoksları’’ karşılığını verdi ve kelamlarına şöyle devam etti; ‘’Yeni beşerlerle tanışmak için yeni ortamlara girmek lazım, bunun için de yeni etkinlikler lazım. Büyük etkinliklerden küçük atölyelere kadar insanların birbirlerini tanıyabileceği her türlü tertip ki; Kocaeli bunu ziyadesiyle yapıyor, en çok aktiflik yapan belediyelerden biri diyebilirim. İnsan yaşadıklarını oburuyla paylaşamadığı vakit bunu yalnızca kendisinin yaşadığını zannediyor, halbuki diğerleriyle paylaştığında onların da birebir şeyleri yaşadığını görüyor. Bir belediyenin bilhassa gençler noktasında temas ortamı sağlarsa onların yalnızlıklarını bir reçete oluşturmuş oluyor. Bir kitapla tanıştığınızda o dostluk sizin kendinizi yalnız hissetmenizi engelliyor. Birçok aktifliğe ve kitap fuarına katılıyorum, gençlere yapılan yatırımla onların entelektüelliğine yapılan yatırımlarla küçücük tohumlar çınarları oluşturacak.’’
”KÖR NOKTALARIMIZI FARK ETMEMİZ LAZIM”
Röportajımın akabinde “Mutlu Kent Memnun İnsan” bahisli söyleşisinde sevenleri ile bir ortaya gelen klinik psikolog ve muharrir Beyhan Budak, memnunluk ile ilgili çıkarımlarını paylaştı. Çağdaş insanın en büyük kayıp hazinelerinden birisinin memnunluk olduğunu söz eden Budak, ”İnsan kendisini çok düzgün tanıdığını zannediyor lakin maalesef yanlış tanıyor. Keyifli olup olmadığını da. Mutluluğumuzun birçok bileşeni var. Kendimizin kör noktalarını fark etmemiz lazım’’ dedi.
MEKAN VE RUH SIHHATİ İLİŞKİSİ
“Bir kentin hoş olmasını sağlayan en kıymetli şey yaşadığın hoş anılardır” diyen Budak, ”Bir yerde ne kadar yaşanmışlık varsa o kent bizim ruh sıhhatimizi daha düzgün hale getiriyor. İnsanın yerle ilgisi onun ruh sıhhatiyle bağlıdır. Bunu sarsıntı yaşanmış kentlerde görüyoruz. İşte yerde yaşananlar bizlerin de ruh halini etkiliyor” halinde konuştu. Kendimize ‘Bir hedefin var mı, karnını doyurmaktan diğer? Etrafınızdaki insanlara faydasına bir emeliniz var mı? Ben neyi neden yapıyorum?’ sorularını sormalı. Kendin için mi diğerleri için mi, neyi neden yaptığını keşfetmediğimiz durumda bir boşluğa düşmüş oluruz. Bir öbür soru muhtaçlıklarını karşılıyor musun? Bedel görmeye, sevilmeye… Sen başkalarının gereksinimini karşılarken kendini unutmamalısın. Kendini geliştiriyor musun? Bu konunun yaşla, vakitle ilgisi yok. Şayet kendimizi geliştirmezsek dedikodu bataklığına batmış oluruz. Hiçbir şeye yaramıyormuş üzere olursun. Kızdığın vakit, üzüldüğün vakit, kendini anlatabiliyor musun? Son sorumuz ise seni sevenleri farkediyor musun? Devamlı kendimi sevdirmek zorunda olduğum şahıslar ekseninde olmak sizi sevenlerden de uzaklaştırır” açıklamasını yaptı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
