Toplumda çok bilinmeyen bir sorun olan Myastenia gravis aslında önemli bir kas güçsüzlüğü hastalığı. Toplumda görülme sıklığı nispeten az olmakla birlikte yıllık insidansı milyonda 7 ila 23 yeni olay ortasında gerçekleşiyor. Bu durum daha çok genç bayanlar ve ileri yaştaki erkekleri etkiliyor. Hastalığın en yaygın belirtisinin kas güçsüzlüğü ve yorgunluk olduğunu söyleyen Nöroloji uzmanı Dr. Yüksel Dede, bilhassa kasların ağır kullanımı sonrasında şikayetlerin arttığına işaret etti.
Otoimmün bir hastalık olan Myasthenia gravis (MG), hudut hücreleri ile kaslar ortasındaki irtibatı sağlayan sinyalleri algılayan bölgelere bedenin kendi bağışıklık sisteminin savaş açması sonucu ortaya çıkıyor. Hudut ikazlarının kaslara hakikat iletilmemesi kas güçsüzlüğü ile sonuçlanıyor. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Nöroloji uzmanı Dr. Yüksel Dede’nin verdiği bilgiye nazaran, hastanın hayat kalitesi üzerinde değerli tesirleri olan bu sorun günümüzde yeni teşhis ve tedavi teknikleriyle denetim altına alınıp yönetilebiliyor.
MG’nin nöromiyelitis optika, otoimmün tiroid hastalığı, sistemik lupus eritematozus (SLE) ve romatoid artrit üzere kimi öbür otoimmün hastalıklarla bağlantılı olabileceğinin bilindiğini söyleyen Dr. Yüksel Dede, “Ayrıca yeni anne olmuş bayanlarda doğum sonrası devrin hastalık açısından riskli devir olduğu yapılan kimi çalışmalarda gösterilmiştir” diye konuştu.
KAS ZAYIFLIĞI VE YORGUNLUĞA DİKKAT!
Dr. Yüksel Dede’nin verdiği bilgiye nazaran, myastenia gravise bağlı kas zayıflığı aktiviteye bağlı olarak kötüleşirken dinlendikten sonra düzeliyor. Bununla birlikte hem kas zayıflığının şiddeti hem de etkilendiği kaslar şahıstan bireye değişebiliyor.
Hastalığın semptomlarının yaygın farklı hastalıklarla benzerlik göstermesinden ötürü teşhisinde vakit kaybedilebileceğine işaret eden Dr. Yüksel Dede, hastalığın belirtileriyle ilgili şu bilgileri verdi: “Myasthenia gravisin belirtileri, kas güçsüzlüğü ve yorgunluktur. Göz kasları, yüz ve çiğneme kasları, boyun, kol ve bacak kasları hatta teneffüs kasları dahi etkilenebilir. Ekseriyetle göz kapağı düşüklüğü, çift görme, konuşma zorluğu, yutma zahmeti, teneffüs zorluğu ve genel kas güçsüzlüğü üzere belirtilerle kendini gösterir. Bilhassa de gün içinde değişen bir yorgunluk kelam hususudur; hastalar sabahları kendilerini daha âlâ hissederken, akşama yanlışsız gitgide artan kas güçsüzlüğünden yakınırlar. Kaslar kullanıldıkça bulgular daha da barizleşir, dinlendikçe de kas gücü yerine gelir.”
ÇOĞU OLAYDA TEDAVİDE AKTİF SONUÇLAR ALINABİLİYOR!
Dr. Yüksel Dede’nin verdiği bilgiye nazaran, MG’nin teşhisi alanında uzman tabiplerin hastayı değerlendirmesi ile konuyor. Öncelikle uygun belirtileri olan hastadan detaylı bir tıbbi hikaye almak gerekiyor, sonrasında detaylı bir nörolojik muayene yapılıyor ve kan analizleri ve elektromiyografi (EMG) üzere tanıyı destekleyecek testlerle teşhiş konuyor.
Bugün gelinen noktada, miyasteninin tedavisinin bulunduğunu ve birçok hadisede faal sonuçlar sağlanabildiğini söyleyen Dr. Yüksel Dede, tedavi ile çoklukla belirtilerin denetim altına alınmasını, kas gücünün artmasını ve hayat kalitesinin iyileştirilmesinin hedeflediğini belirtti. Dr. Yüksel Dede, uygulanan tedaviyle ilgili şu bilgileri verdi: “MG tedavisinde öncelikle daha evvel kelamı edilen hudut ve kas ortasındaki sinyal aksamasını gidermeye yönelik tedaviler uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra bedenin kendi kas hudut kavşağına karşı ortaya çıkan immün cevabı baskılamak için bağışıklık sistemini yatıştırmaya yönelik bağışıklık sistemini baskılayıcı tedaviler uygulanmaktadır. Tedavi yaklaşımları hastanın belirtileri, hastalığın şiddeti, yaygınlığı üzere faktörler göz önünde bulundurularak hastaya mahsus seçilir ve bazen ağızdan, bazen damar yoluyla bazen de timektomi üzere cerrahi prosedürlerin uygulanması gerekebilir.”
HASTALIĞIN DENETİMİNDE TERTİPLİ TAKİPLER ÇOK ÖNEMLİ!
Myastenia gravisin kronik bir durum olduğunu ve tedavi sürecinin ekseriyetle ömür uzunluğu devam ettiğini hatırlatan Dr. Yüksel Dede, “Bununla birlikte, çağdaş tedavi prosedürleri ve ilaçlar sayesinde birden fazla kişinin semptomları denetim altına alınabilir ve kişi etkin bir ömür sürdürebilir. Bu evrede sistemli tıbbi takip, belirtilerin idaresi ve bireye mahsus tedavi planının uygunlaştırılması için ehemmiyet arz etmektedir.” diye konuştu.
HASTALAR BUNLARA DİKKAT ETMELİ!
Bazı tedbirler alarak semptomların şiddetini azaltarak ve denetim altına alarak hayat kalitesini artırmanın mümkün olabileceğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Nöroloji uzmanı Dr. Yüksel Dede, hastaların dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
- Miyasteni teşhisi almışsanız, tertipli tıbbi takip değerlidir. Doktorunuz semptomların seyrini izleyebilir, ilaçlarınızı ayarlayabilir ve gerektiğinde tedavi planını yine düzenleyebilir. Myastenia tedavisinde ilaçların tertipli kullanımı önem arz etmektedir.
- MG hastalarının başka hastalıklar için kullanmaları gereken bazı ilaçlar hastalıklarının alevlenmesine sebep olabilir. Bu nedenle herhangi bir ilacı kullanmadan evvel kesinlikle tabiplerine mevzu hakkında bilgi vermeleri ve bu mevzuyu müracaatları gerekmektedir.
- Fizyoterapi, konuşma terapisi ve teneffüs antrenmanları üzere dayanak tedaviler, kasların güçlenmesine, hareketliliğin artmasına ve bağlantı hünerlerinin güzelleşmesine katkıda bulunur.
- Miyastenili bireyler, güçlerini daha yeterli yönetmek için tertipli olarak dinlenme ve uyku alışkanlıklarına dikkat etmelidirler. Fizikî aktiviteleri planlamak, çok yorucu aktivitelerden kaçınmak ve muhtaçlık duyulduğunda dinlenmek semptomların idaresine yardımcı olacaktır. Çok gerilim, semptomların şiddetlenmesine neden olabilir, bu yüzden gerilimi azaltmaya yönelik çalışmalar yararlı olacaktır. (meditasyon, nefes antrenmanları gibi)
- MG durumunda enfeksiyonlara karşı daha hassas hale gelinebileceği için ikincil enfeksiyonlardan korunmak ehemmiyet arz eder. El hijyenine dikkat etmek, aşı takvimini takip edip, güncel aşıları olmak ve hasta beşerlerle teması sınırlamak enfeksiyon riskini azaltacaktır.
- Sıcak hava şartları miyasteni hastalarını etkileyebilir, çok sıcaklar semptomların şiddetlenmesine neden olabilir. Bu nedenle, ortam sıcaklığını uygun bir düzeyde tutmak, çok sıcak ortamlarda bulunmaktan kaçınmak önemlidir.
- Sağlıklı ve istikrarlı bir beslenme planı izlemek, kâfi ölçüde su içmek genel sıhhati destekleyeceği için yararlı olacaktır.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
