(2-8 KASIM LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR HAFTASI)
En sık 2-5 yaş ortasında görülüyor
Löseminin birinci belirtileri bacaklarda ortaya çıkıyor
Diz üstünde morluk varsa tez edin!
LÖSEMİ KUŞKUSU OLUŞTURAN 4 KIYMETLİ SORU!
Çocuklar düşe kalka büyüyor… Bu sırada küçük morluklar, ufak sıyrıklar oluşması olağan. Lakin bilhassa diz üstündeki yumuşak dokuda hiç bir nedeni yokken ortaya çıkan, sayıca artan, çabuk güzelleşmeyen morluklara dikkat etmek gerekiyor. Zira sıklıkla oyun çağında rastlanan lösemi birinci belirtilerini çoklukla bu formda gösteriyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Canpolat, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, lösemi kuşkusu oluşturan, ihmale gelmez belirtileri anlattı, anne ve babalara kıymetli ikazlar ve tekliflerde bulundu.
Halk ortasında ‘kan kanseri’ olarak bilinen lösemi, çocukluk çağı kanserleri içinde yüzde 30 görülme sıklığıyla en üst sıralarda yer alıyor. Yenidoğan devrinden ergenliğe kadar her yaşta rastlansa da sıklıkla 2-5 yaş ortasındaki çocuklarda görülüyor. Genetik olduğu kadar çevresel faktörlerin de lösemiye yol açtığı, hatta çocuklarda genetik, yetişkinlerde ise çevresel faktörlerin daha tesirli olduğu düşünülüyor. Tıbbi gelişmelerin her geçen gün hızlandığı ve daha tesirli tedavi sonuçları verdiği günümüzde erken teşhis ve hakikat tedavi ile çocukluk çağı lösemisinde yüzde 75; akut lenfoblastik lösemide ise yüzde 95 oranında iyileşme sağlanıyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Canpolat, lösemide yüksek güzelleşme oranını yakalamak için erken teşhisin son derece kıymetli olduğunu vurguluyor.
Pek çok belirti var!
Löseminin, kemik ya da kan hücrelerinin denetimsiz biçimde çoğalma ve bölünmesi sonucu ortaya çıkan, hayatı tehdit eden değerli bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Canpolat şöyle konuşuyor: “Löseminin halsizlikten ateşe dek pek çok belirtisi var. Nedeni bilinmeyen uzun müddetli ateş, çabuk yorulma, halsizlik, kol ve bacak ağrıları, bedenin ağız, diş, burun üzere farklı yerlerinde oluşan ve uygunlaşması vakit alan küçük kanamalar, dışkıda ve idrarda görülen kan, karaciğer, dalak ve lenf bezlerinin büyümesi varsa anne babaların vakit kaybetmeden bir sıhhat kuruluşuna başvurması gerekir.”
Kanamaya dikkat!
Löseminin belirtileri, başka kimi hastalıkların belirtilerine çok benziyor. Kanama bunlar ortasında farklı ve en dikkat alımlı belirtilerden biri. Bazen cilt altı dokusunda, bazen diş ve damaklarda kanamaya rastlanıyor. Nedeni ise, trombosit sayısının lösemi nedeniyle düşmesi. Zira lösemi, kan hücrelerini olumsuz etkilediği için bedenimizde kanamayı durdurmakla vazifeli trombosit sayısının süratle düşmesine ve münasebetiyle kanamalara, cilt altında oluşan kanamaların da morluk halinde görünmesine yol açıyor.
Bu sorulara cevap arayın
Lösemiye bağlı kanamaların sık rastlandığı bölgelerden biri, bacaklar. Bacaklarda görülen morlukların çok kıymetli olduğunu fakat bu morlukların dizin üstünde olmasının daha kıymetli olduğunu belirten Prof. Dr. Cengiz Canpolat; “Diz altındaki morluklar yaramazlık ve dikkatsizlik manasına gelse de diz üstündeki morluklar hastalık habercisi olabilir” kelamlarıyla anne babaları uyarıyor. Özellikle 2-12 yaş ortasındaki oyun ve okul çağındaki çocuklarda çarpma, düşme sonucu oluşsa da diz üstündeki yumuşak dokuda bir morluk gördüğünüzde, aşağıdaki sorulara karşılık arayın. Bir ya da bir kaçına evet diyorsanız, çabucak bir uzmana başvurun. İşte morluklarla ilgili yanıtlamanız gereken sorular:
- Morluklar dizin üstünde mi?
- Sayıca fazla mı?
- Çarpma sonucu mu yoksa resen mi oluşuyor?
- Fazla büyük ve koyu renkli mi?
Lösemiye, kolay bir kan sayımı ile teşhis konuyor
Hemotoloji uzmanının çocuğu muayene etmesi ve yapılacak kolay bir kan sayımı ile pek çok hastalığın oluşmasına yahut ilerlemesine pürüz olunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cengiz Canpolat, kelamlarına şöyle devam ediyor: “Eğer gerekiyorsa kemik iliğinin incelenmesiyle teşhis konuluyor. Vakit kaybetmeden teşhis konulması halinde lösemi hastaları, tipi ve risk kümesine nazaran 2 ila 3 yıl süren bir tedavinin akabinde güzelleşip gündelik hayatına dönebiliyorlar. Günümüzde tıbbın süratle ilerlemesi, kan hastalıklarının ve bilhassa löseminin tedavisindeki başarıyı çok artırıyor. Çocukluk çağı lösemisinde genel olarak bu oran yüzde 75, akut lösemide ise yüzde 90’ın üzerinde. Buradaki en değerli nokta, hastanın erken teşhis edilmesi ve sonrada da âlâ bir tedavi görmesi. Erken teşhiste anne babaların dikkatli bir gözlemci olmaları ve kuşku uyandıran durumlarda bir uzmana başvurması hayati değer taşıyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
